Konu kahvaltı olduğunda, Cemal Süreya’nın dizeleri gelir insanın aklına: “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı”.
Kahvaltının Hayatımızdaki Yeri
Türk mutfağının zenginliği ve çeşitliliği içinde kahvaltı özel bir yere sahiptir. Batı kültürünün aksine, bizim kültürümüzde kahvaltının atıştırmadan uzak, uzun zamana yayılan, ince belli çay bardağının eşlik ettiği kendine has bir seremonisi vardır. Günümüzde çalışma hayatı nedeniyle haftasonları kadar uzun yaşanamayan bu keyifli öğün her koşulda güne iyi ve zinde başlamanın olmazsa olmazıdır. İnaktif bir süreç gibi görünmekle birlikte, aslında dinamik bir süreç olan uykudan uyanan vücudun güne başlamak için ihtiyaç duyduğu besinsel öğeler bu öğünde alınır, günün devamına yayılacak bir iyilik hali başlar.
Vücudumuza İyi Gelecek Bir Kahvaltı Hangi Besinlerden Oluşmalı ?
Dengeli ve yeterli bir öğünün, dört ana besin öğesini de içermesi gerekir: Et ürünü, süt ürünü, tam tahıl ve lif kaynağı olarak sebzeler, meyveler, otlar. Sağlıklı bir kahvaltı için de bu geçerlidir. Örneğin; et grubundan yumurta kaliteli protein kaynağı olarak kahvaltıların baş tacıdır. Süt ürünü grubunda sütün kendisini, yoğurdu ve peyniri sayabiliriz. Kahvaltıya eklenecek tahılların ise diğer öğünlerde de olduğu gibi tam tahıl grubundan seçilmesi önerilir; çavdar, tam buğday gibi… Gelelim lif kaynağı sebzelere ve otlara… Baharın gelişi bu gruptaki seçenekleri arttırarak kahvaltıları festivale çevirir. Tezgahta artan sebze ve meyveler, birbirinden lezzetli taze otlar baharın müjdecisi gibi kahvaltıda yerini alır.
İlkbaharın Sebze ve Meyveleri
Kışı ve kış sebze, meyvelerini uğurlarken ilkbaharla sofralarımıza pancar, limon, kuşkonmaz, turp, bakla, enginar, havuç, bezelye, çağla, bebe havucu, taze sarımsak, taze kekik girmeye başlar.
Yine ilkbaharın ve mayıs ayının hayatımıza kattığı iştah ve şifa kaynağı otlar doğanın bize ayrıca sözü edilmesi gereken birer armağanıdır: Isırgan, madımak, yemlik, semizotu, kaz ayağı, hodan/galdırık diğer adıyla ıspıt, ışkın, çiriş, kuzukulağı, labada (yabani pazı, evelik), şevketi bostan, turp otu, ak pazı , ballıbaba, erguvan, tere…
İlkbahar yukarıda sayılanlara ek olarak, yemek kültürümüze renk ve tat katan birçok bitkiyi daha baharın neşesi ve bereketiyle soframıza taşır: Ak pazı kavurma, pilav ve sarmada; ballı baba kavurma ve böreklerde; sarı filiz, hindiba, hardal otu, turp otu ve radika haşlama ve salatalarda; erguvan taze yaprakları sarmada; arapsaçı etli ve zeytinyağlı yemeklerde; hindiba zeytinyağlılarda; frenk soğanı salatalarda; taze sarımsak çorbalarda ve etli yemeklerde sıkça kullanılır.
Yazımızı kahvaltı sofralarına sağlık, mutluluk ve lezzet katacak birkaç tarifle bitirirken hepinize doğayla birlikte tazeleneceğiniz neşeli bir ilkbahar diliyoruz.
TAZE OTLU MENEMEN Mayıs ayının gelişiyle tezgahta taze sebzeler de yerini almışken, mutfak kültürümüzün ve kahvaltılarımızın klasik lezzeti menemeni birde otlarla denemek ister misiniz? Malzemeler: 1 soğan, 2 sivri biber, 2 domates, 2 yumurta, 2 diş sarımsak, 1 yemek kaşığı tereyağ, 4-5 dal fesleğen, 4-5 dal maydanoz, 2-3 dal kekik, 8-10 yaprak taze nane (isteğe göre kuru nane de kullanılabilir), tuz, karabiber, kırmızı pul biber. Hazırlanışı: Soğan, biber ve domates küp şeklinde doğranır, otlar ince ince kıyılır. Soğan ve sivri biber tereyağında hafif yumuşayıncaya kadar sotelenir, domatesler eklenip suyunu çekinceye kadar pişirilir. Yumurtalar kırılıp, ince kıyılmış taze otlar ilave edilir. İsteğe göre yumurtalar karıştırılmazsa lezzetli bir göz menemen elde edilir. Tuz ve baharatlarla tatlandırıp sıcak servis yapılır. Afiyet olsun.
TAZE OTLU YUMURTALI SEBZE SALATASI Sebzeli kahvaltıları sevenler ve uzun uzun kahvaltı hazırlamaya zamanı olmayanlar için dengeli ve besleyici bir otlu salata tarifi daha. Malzemeler: 2 adet haşlanmış yumurta, 10 adet cherry domates, 10 dal taze nanenin yaprakları, 1/2 demet tere, çeyrek demet maydanoz, 8 dal ince taze soğan, 1 kase ince kıyılmış mor lahana, 2 adet turp, 1 orta boy havuç, 5’er adet yeşil ve siyah zeytin, 1 adet limonun suyu ve limon dilimleri. Hazırlanışı: Tüm sebzeler yıkanır. Havucun ve turpun kabukları ince biçimde alınır. Mor lahana incecik doğrandıktan sonra üzerine 1 adet limonun suyu ve 1 çay kaşığı tuz eklenerek birkaç dakika bekletilir ve elle iyice ovulur. Çıkan kırmızı su kenara ayrılır (dökmeyiniz). Havuç ve turp rendelendikten sonra mor lahanayla birlikte salata kasesine alınır, üzerine bütün halde cherry domatesler, ince kıyılmış yeşil soğan ve maydanoz ve elde küçük parçalara ayrılmış tere ve doğranmış yumurtalar eklenir. Taze nane yaprakları, dilimlenmiş zeytinler ve limon dilimleriyle süslenir. Mor lahana ovulduktan sonra ayırılan sıvı salatanın üzerine gezdirildikten sonra servis edilir. Afiyet olsun.
YUMURTALI EBEGÜMECİ KAVURMASI Malzemeler: 1 büyük buzdolabı poşeti dolusu ebegümeci, 1 çay bardağı sızma zeytinyağı, 1 adet orta boy kuru soğan, 3 adet yumurta, 1 çay kaşığı pul biber, tuz. Hazırlanışı: Ebegümeci bol suyla yıkanır. Sap kısımlarını ince bir şekilde doğranır. İnce kıyılmış soğan zeytinyağında sotelenir, doğranmış ebegümeci ilave edilir, ara sıra karıştırılarak kavurulur. Ebegümeci yumuşadıktan sonra üzerine yumurtalar kırılır, tuz ve pul biber eklenerek karıştırılır. Birkaç dakika bu şekilde kavrulduktan sonra altı kapatılır ve sıcak servis edilir. Afiyet olsun.
TAVADA ISPANAKLI PEYNİRLİ KEK (ISPANAKLI FETA) Malzemeler: (İç malzemesi) 1 yemek kaşığı naturel zeytinyağı, 1 küçük dal ince kıyılmış pırasa, 3 fincan kuzu ıspanağı, 4 yumurta, 2 yumurta beyazı, ¾ çay fincanı yağsız süt, 2 yemek kaşığı yoğurt, ¼ çay kaşığı tuz, ¼ çay kaşığı karabiber, 1 çay fincanı ufalanmış beyaz peynir.
(Kabuğu için) 4 yemek kaşığı zeytinyağı (isteğe göre tereyağı da kullanılabilir), 5 adet yufka Hazırlanışı: Fırın önceden 180 derecede ısıtılır. Bir tavada pırasalar orta ateşte zeytinyağı ile sotelenir, üzerine kuzu ıspanaklar eklenir ve 1 dakika pişirilip kenara alınır. Büyükçe bir kapta yumurta, yumurta akı, süt, yoğurt, tuz ve biber birlikte çırpılıp kenara alınır. Yufkalar kenarlı yuvarlak bir fırın tepsisine tek tek açılarak her bir katın içine fırçayla zeytinyağı ya da eritilmiş tereyağı sürülür ve üst üste dizilip üzerlerine nemli bir bez örtülerek kurumaları önlenir. Hazırlanan ve soğuyan ıspanak-pırasa karışımı kaşıkla yufkanın içine konur. Üstüne ufalanmış beyaz peynir serpilir. En son yumurtalı karışım dökülür. Önceden 180 derece ısıtılmış fırında kabarana ve yüzeyi altın sarısı-kahverengi arası olana kadar pişirilir. Fırından çıkarıldıktan sonra 10 dakika dinlenmeye bırakılır. Dilimlenip ılık ya da oda sıcaklığında servis edilir. Afiyet olsun.
Nutrition İstanbul 9. Sayı