İştah, bir yemeğin zevkle, neşeyle ve arzuyla yenilmesidir. Tabağındaki yemeği bir türlü bitiremeyen, masada keyifsiz oturan, lokmayı ağzında çevirip bir türlü yutmayan ya da acıktığından bahsetmeyen bir çocuğun iştahsız olduğu düşünülebilir.
Çocuğunuz Gerçekten Acıktı Mı ?
Bazen fizyolojik ve psikolojik iştahsızlık karıştırılabilir. Bu nedenle iştahsız olduğunu düşündüğümüz bir çocuğu öncelikle alanında uzman bir çocuk doktoru kontrol etmelidir. Çocuğun yemek yeme konusundaki isteksizliği ve keyifsizliği sindirim sistemindeki bir problemden dolayı ya da açlık-tokluk dengesini sağlayan hormonlardaki düzensizlikten dolayı da olabilir. Doktor kontrolünden geçirilen çocuğa böyle durumlarda önerilen şekilde bir beslenme programı uygulanmalıdır. Aynı zamanda çocuğun istekleri de dikkate alınmalıdır. Hastalık sırasında çocuğu yemek yemeye zorlamanın hiçbir faydası yoktur. Aksine çocuğu yemekten iyice soğutabilir. Eğer çocuğunuzun yemek yemesine engel fizyolojik bir sağlık problemi yok ise duygu durumunun iştaha etkisi incelenmelidir. Çünkü sindirim sisteminin işleyişi ve iştah durumu genellikle psikolojimizden etkilenir. Dolayısıyla çocuğun mutlu olmasını sağlamakta fayda vardır.
Tabağındakiler Bitmezse Ceza Var
Duygu durumunun yemek yemeğe isteğini etkilememesi için ceza-ödül yönteminden uzak durulmalıdır. Ceza olarak çocuğu bir besinden yoksun bırakmak ya da ödül olarak çocuğa bir besin teklif etmek sakıncalıdır. Eğer çocuk bu duruma alışırsa psikolojisindeki en küçük bir değişiklik bile iştahını olumsuz etkileyecektir. Her çocuğun yemek yeme kapasitesi büyüme hızıyla orantılıdır. Bu nedenle bir çocuğu gereğinden fazla yemek yemeye zorlamamak gerekir. Tabağında tüketebileceğinden daha fazla yiyecek gören çocuk iyice huzursuz olabilir. Büyüdüğünü görmek, çocukların hoşuna gidebilir. Aralıklı periyotlarda çocuğun boyundaki ve kilosunda değişimi ve bu durumun beslenmesi ile olan ilişkisini ona anlatmak besinlerle olan ilişkisini olumlu yönde geliştirebilir.
Zorla Güzellik Olmaz
Her çocuk her besini sevmek ve tüketmek zorunda değildir. Nasıl ki biz yetişkinlerin besin tercihi farklılık gösteriyorsa her çocuk da her besini sevmek zorunda değildir. Eğer çocuk bir besinden hoşlanmıyorsa o besini farklı pişirme yöntemiyle denemek ya da başka besinlerle karıştırarak tadını ve kokusunu bastırmak çocuk için faydalı bir besini tüketebilmesini sağlayabilir. Özetle çocuğu sıkmadan, zorlamadan, cezalandırmadan ve tüketebileceğinden daha fazla besini ona sunmadan sabırla ve deneyerek, beslenme tercihini ailesi ile birlikte belirleyebilmesine izin vermeliyiz.