Hareket sistemimizin bileşeni olan kas, kemik, eklem ve bağlarda ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve şekil bozukluğuna neden olabilen ve bazen iç organlara da etki eden tıbbi hastalıklar ‘Romatizmal Hastalık’ olarak isimlendirilmektedir.
Yaş, cinsiyet, genetik, obezite, sigara kullanımı, geçirilmiş travmalar, psikolojik faktörler gibi hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştıran ya da tabloyu ağırlaştıran birçok etken bulunmaktadır. Kadınlar romatizmal hastalıklardan daha sık etkilenmekte, yaş ilerledikçe romatizma sıklığı da artmaktadır.
Diyetle alınan omega- 3 yağ asitlerinin önemi ilk olarak, 1980’lerde Grönland Eskimolarının epidemiyolojik bir çalışmasında ortaya çıkmıştır. Çünkü araştırma sonucunda, Eskimolar,
yaş ve cinsiyete eşdeğer Batı Avrupalı kişilerle karşılaştırılmış ve onlara kıyasla, tip 1 keker hastalığı, otoimmün ve inflamatuvar hastalıklar, bronşiyal astım, multipl skleroz (MS) ve sedef hastalığı gibi hastalıklara son derece düşük insidans oranları taşıdığı görülmüştür.
Balık yağı, çoklu doymamış yağ asitleri ailesinin önemli bir parçası olan omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir.
Hem EPA hem de DHA, esasen deniz temelli kaynaklardan türetilmiş önemli omega-3 yağ asitleridir. Omega-3 yağ asitleri, iltihap, kan basıncı, kan pıhtılaşması ve büyüme ve gelişme, sinir sisteminin işlevi gibi çok sayıda bedensel fonksiyonların düzenlenmesinde de etkin roldedir.
Omega 3 yağ asitlerinde bulunan EPA ve DHA, hücrenin membran akışkanlığını etkileyip,-reseptör davranışını düzene sokarak, hücre membranının önemli bir bileşenini oluşturur. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, EPA ve DHA’nın artmış hücresel seviyeleri ile inflamasyon üzerindeki doğrudan bir etki olduğunu göstermektedir. İnsanlardaki deneysel çalışmalar da bu hayvan çalışmalarını doğrulamış ve omega -3 yağ asitlerinin beslenme ile alımını desteklemiştir.
Özellikle kaslarda şişlik, kas kasılmalarıyla kendini gösteren eklem iltihaplarında, hastalığın ilerlemesi ve eklem sıvısında artış ile, iltihaplanma şiddetlenir.
Bu durumda kas, tendon ve kıkırdak yerlerinde tahribata neden olabilmektedir. Bu hastalığı destekleyici ajanlardan olan, lökotrienlerin ve sitokinlerin, balık yağı tüketimiyle birlikte azalma gösterdiği saptanmıştır.
Yapılan çalışmalar diyetle omega-3 yağ asidinden zengin beslenen hastaların, Antiromatizmal tedavilere olumlu sonuçlar verdiğini göstermiştir. Antiromatizmal tedavi gören hastaların günlük beslenmesine, omega-3 yağ asidinden zengin yiyeceklerin eklenmesiyle, uygulanan tedaviye, orta derecede yanıt veren hastalarda iyi, iyi dereceli yanıt veren hastalarda ise çok daha iyi olduğu saptanmıştır.
Sonuçlar, omega-3 yağ asitlerinin anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğunu, otoimmün hastalıklar ve inflamatuvar durumların tedavisinde faydalı olduğunu göstermektedir. Yine Omega-3 yağ asitlerinin inflamasyonu azaltmada ve erken teşhis edilen Romatoid Artrit’te daha iyi tedavi sonucuna ulaşmada tamamlayıcı bir rol üstlendiğini kanıtlamıştır.
Ortaya çıkan bu sonuçlarla, diyet müdahalelerinin, genel sağlık durumunun iyileştirilmesinin yanında, anti-romatizmal ilaçlarla optimal sonuçların elde edilmesinin, romatizmal hastalıkların tedavisinde daha başarılı sonuçlar ortaya çıkabileceğini göstermektedir.
İspanya’da yapılan bir araştırmada; Romatoid artrit hastalarının, kanlarındaki ve eklem sıvılarındaki
yağ asitlerinin profilleri incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda tüm hastaların hem kanlarındaki hem de eklem sıvılarındakia EPA düzeyinin önemli oranda düşük, ALA düzeyinin eklem sıvılarındaki oranının düşük, kanda normal ve DHA oranının ise kanda düşük, eklem sıvılarında normal düzeyde olduğu bulunmuştur. Shapiro ve arkadaşları tarafından yapılan başka bir araştırmada ise, ızgarada ya da fırında pişirilmiş balık tüketiminin diğer yöntemlerle pişirilmiş balığa göre romatoid artrit riskini azalttığı bulunmuştur.
Bitkisel Omega-3 Kaynakları
Keten Tohumu Yağı, Kanola Yağı, Soya Fasulyesi, Ceviz, Balkabağı Çekirdeği, Kenevir Tohumu Yağı, Semizotu, Kuru Baklagiller, Kolza Tohumu iken;
Hayvansal Omega-3 Kaynakları
Özellikle soğuk su balıkları, Yağlı balıklar, Kabuklu deniz ürünleri, Ve az miktarda yumurtadır.
Kültür balıklarında n-3 yağ asitleri daha az bulunur. Balıkların n-3 içerikleri de farklılık göstermektedir. En çok n-3 içeren balıklar, soğuk su ya da derin dip balıklarıdır. Uskumru, ringa, tuna, sardalye gibi soğuk su balıkları yağlı olup, n-3’ten zengindir. Ayrıca anne sütünde de önemli miktarda bulunmaktadır.
*BALIK YAĞI TAKVİYESİNE BAŞLAMADAN ÖNCE MUTLAKA BİR UZMANA DANIŞILMALIDIR.
NUTRİTİON İSTANBUL 14.SAYI
Her Hakkı Saklıdır ©
İşbu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi-belge,marka ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları Samet YAĞLI’ya aittir. İşbu web sitesinin yapısı ve içeriği, sitede kullanılan her türlü görsel malzeme Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır.
Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil,Samet YAĞLI’nın önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple işbu sitede yer alan bilgiler Samet YAĞLI’nın yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz. Sitenin bütünü veya bir kısmı diğer bir Web sitesinde izinsiz olarak kullanılamaz.